4 Mayıs 2016 Çarşamba

NÜSED Genel Kurul Çağrısı

NÜSED - Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği

14. Olağan Genel Kurul Çağrısı

            Derneğimizin 14. Olağan Genel Kurulu 1. toplantısı çoğunluk aranarak 21 Mayıs 2016 tarihinde, saat 14.00’te, Türk Tabipleri Birliği Genel Merkezi NÜSED Toplantı Salonu’nda, Gazi Mustafa Kemal Bulvarı, Şehit Daniş Tunalıgil Sokak, No:2, Kat:4, Maltepe-Ankara adresinde; çoğunluk sağlanamazsa 2. toplantı 28 Mayıs 2016 Cumartesi günü saat 14.00’te yine aynı adreste, aşağıdaki gündem maddeleri ile toplanacaktır.

Yönetim Kurulu                    


GÜNDEM

1.         Açılış ve saygı duruşu
2.         Başkanlık Divanı’nın seçimi
3.         Yönetim Kurulu çalışma raporuyla mali raporun okunması
4.         Denetleme Kurulu raporunun okunması
5.         Raporlar üzerinde genel kurulun görüşleri
6.         Raporların aklanması
7.         Yönetim, denetleme ve onur kurullarının seçimi
8.         Dilekler ve kapanış

1 Eylül 2015 Salı

NÜSED 1 Eylül 2015 Dünya Barış Günü basın açıklaması



NÜSED BASIN AÇIKLAMASI (1 Eylül 2015)

Dünya Barış Günü'nde barış gene çok uzaklarda
Barış herkesin sorumluluğu

6 Ağustos 2015; Hiroşima günü... 9 Ağustos ise Nagazaki bombasının yıldönümü... İkinci dünya savaşını sona erdiren atom bombalarının Japonya'nın iki kentine atılmasından bu yana 70 yıl geçti. Bu insanlık suçu 70 yıldır tüm dünya kamuoyuna çeşitli etkinliklerle anımsatılıyor. 1 Eylül ise İkinci Emperyalist Savaş'ın başlama tarihi; Almanya emperyalizminin, yarattığı bir faşistin önderliğinde dünyada tarihte eşi görülmemiş insani yıkım yaratan bir savaşa yürüyüşünün yıldönümü... O günler yeniden olmasın diye 1 Eylül yıllardır Dünya Barış Günü olarak kabul ediliyor.

Günümüzde barışı tehdit eden, daha doğrusu barışın hiçbir zaman süreklilik kazanamamasında rol oynayan en önemli etken, dünya emperyalist – kapitalist sisteminin çelişkileri ve savaştan çıkar sağlayan uluslararası tekellerdir. Sonuçta, dünyanın her yerinde görünürde din, mezhep, etnisite vb kaynaklı, aslında emperyalist sömürü kökenli savaşlar sürmekte; özellikle Ortadoğu bölgesini kan gölüne çevirmektedir.

Bir yandan, nükleer silahlar dünya barışını ve gezegenimizin geleceğini tehdit eden en önemli unsur olarak varlığını koruyor. ABD Başkanı Obama yakın bir tarihte, binlerce nükleer silahın dünya için yarattığı tehdide dikkat çekerek, nükleer silahların Soğuk Savaş'ın en tehlikeli mirası olduğunu söylemiş. Oysa dünyadaki önde gelen nükleer ve konvansiyonel silaha sahip ülke olan ABD, emperyalizmiyle gerçekte dünya barışının önündeki en önemli tehdit olmayı sürdürüyor.

Nükleer silahlar tüm insanlığı, uygarlığı, tüm canlıları ve de gezegenimizi tehdit eden intihar bombalarıdır. Uzmanlar nükleer silahlarla ilgili yalın gerçekleri yıllardır dünya kamuoyuna açıklıyorlar:
"ABD ve Rusya arasında sınırlı bir nükleer savaş bile dünyanın sıcaklığını Buzul Çağı'ndan beri görülmemiş düzeylere düşürecek, insan ırkının sonunu getirecektir.
Bugün var olan nükleer silahların %0.5'inin kullanıldığı sınırlı bir nükleer çatışma bile,
dünyada açlığa ve iki milyar insanın yaşamını yitirmesine yol açacaktır."
Bu nedenle, nükleer silahların tümüyle yok edilmesi için uluslararası çalışma ve kampanyalar sürmektedir. Ancak, halen dokuz ülkenin sahip olduğu nükleer silahların tümüyle yok edilmesi anlaşması için bugüne kadar henüz 100 ülke imza vermiştir.

Başka bir büyük sorun bireysel silahlanmadır. Sağlıkçıların ve uzmanların yıllardır uyardığı bireysel silahlanma tehlikesi ve her gün yarattığı facialar, yönetimlerce aldırmazlık, sorumsuzluk ve hatta tam aksi silahlanmayı özendirici tutumlarla karşılanmaktadır. Bu sorumsuzluk, tarihsel ve ağır bir suçtur. Seçilmiş güvenlik güçleri dışında kimse silah taşımamalı, bulundurmamalı ve kullanmamalıdır. Bir an önce uygar ülkelerde olduğu gibi yasal düzenlemeler ve toplum eğitimiyle bireysel silahsızlanma sağlanmalıdır.Uluslararası kuruluşumuz IPPNW (Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Uluslararası Hekimler Birliği) nükleer silahsızlanmanın yanı sıra, bu önemli kampanyayı küresel düzeyde sürdürmektedir.

********

Öte yandan, Güney sınırlarımızı etkileyen Suriye'deki savaş tüm acımasızlığıyla sürüyor. Sınır güvenliği gündemdeyken, son bir aydır topraklarımıza çatışmalı ortam geri geldi. Büyük güçlüklerle sağlanmış olan çatışmasızlık durumu, siyasal erkin günlük çıkarları uğruna heba edildi.  Güneydoğu bölgemizde demokratik işleyişe aykırı olarak olağanüstü koşullara dönüş yaşanmaktadır. Resmi ve sivil, insanlarımız her gün yaşamlarını yitirirken, çatışma ortamından sağlık çalışanları da yoğun biçimde etkilenmektedir. Baskı ve şiddet nedeniyle sağlık çalışanları mesleklerini uygulayamamakta, sağlığa erişim engellenmekte, kaçınılmaz olarak ciddi halk sağlığı sorunları yaşanmaktadır.

Savaş ve çatışma bir halk sağlığı sorunudur. Savaşa karşı olmak, barış için çaba göstermek sağlık mesleklerinin etik duruşu gereğidir. Sağlıklı bir toplum için, sağlık hakkına erişimin sağlanabilmesi için bir an önce alınacak ciddi toplumsal önlemlerle çatışmalı ortamın bitmesi, silahların susması, demokratik ve özgür yaşam koşullarının yaratılması yaşamsal önem taşımaktadır. Ölenler bizim çocuklarımız... Biz sağlık emekçileri, yaşatmanın, ölüme karşı durmanın ne demek olduğunu iyi biliriz. Öldürmek kolay, yaşatmak zordur.

Bugün barış her zamankinkinden daha yakıcı bir gereksinim olarak karşımızda durmaktadır. Eşit ve özgür bir yaşam, ancak gerçek demokrasi ve barış ortamında mümkündür. Artık barışa sahip çıkmak herkesin görevi ve sorumluluğu olmalıdır. Çatışmanın durması, silahların susması istemini her yerde ve her koşulda yükseltmeliyiz

Barışçıl yöntemler tek çözüm yolu olmalıdır.

NÜSED (Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre için Sağlıkçılar Derneği

6 Ağustos 2015 Perşembe

Hiroşima ve Nagazaki basın açıklaması-6 Ağustos 2015

N Ü S E D

Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği

(International Physicians for the Prevention of Nuclear War - IPPNW Turkey Affiliate)

BASIN AÇIKLAMASI

(6 Ağustos 2015, Ankara)
70. YILDA İNSANLIK ÇAĞRISI
6 ve 9 Ağustos 1945 insanlık için tarihsel birer kara kırım günüdür. İkinci emperyalist dünya savaşının son günlerinde Japonya’da Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atılmasıyla 200.000 kişi öldürülmüş, bir o kadarı da izleyen günler ve yıllar içinde sakatlıklar, kanserler, sistem hastalıkları ve genetik bozukluklarla acılar içinde yaşamını yitirmiştir. Kentler biyolojik ve fiziksel çevreleriyle tam bir yıkıma uğrarken, yıllar boyu giderilemeyen radyoaktivite yaşamı tehdit etmeyi sürdürmüştür. Emperyalizmin böylesi bir kitle kırımı tarihsel insanlık suçu oluşturmaktadır.
Bilim insanları, aydınlar, uzmanlar ve bütün barışsever insanlık dünyası 70 yıldır böylesi bir kırımın bir daha yaşanmaması ve insanlık üzerindeki kabul edilemez nükleer dehşet ve tehdidin sona erdirilmesini için mücadele etmektedir. Ne yazık ki bugün hala dünyada Hiroşima’da kullanılandan binlerce kat güçlü ve dünyadaki uygarlığı ve doğayı yok edecek güçte 16.000 kadar nükleer silah bulunmaktadır; 2.000 kadarı ise anında karşılıklı ateşlenmek üzere konumlandırılmıştır. Üstelik küresel neo-liberal kapitalizmin yarattığı ağır eşitsizlikler, geniş kitlesel yoksulluk, açlık, hastalıklar, toplumsal temel gereksinimler ve kalkınma için kaynakları yönlendirmek yerine, yeni ve daha güçlü nükleer ve kitle kırım silahlarını oluşturmak üzere çalışmalar sürdüren emperyalist ülkeler vardır. Küresel sömürü için etnik, dinsel, vb. ayrımcılıklar temelinde şiddet, istikrarsızlık, terör ve kirli savaşlarla Orta Doğu ve diğer bölgelerde insanlık ve doğa kıyımı acımasızca ve yine insanlık suçu olarak sürdürülmekte, milyonlarca insan katledilmekte, yerlerinden sürülmekte ve yaşam kaynakları yok edilmektedir.
Hiroşima kırımının 70. yıl dönümünde, dünya barış ve demokrasi güçleri bir kez daha nükleer savaşın kazanan tarafı olmayacağını, tek korunma yolunun bu silahların tamamen yasaklanması olduğunu vurgulamaktadırlar. Bütün ülkelerde yürütülen “Nükleer Silahların Tamamen Ortadan Kaldırılması Uluslararası Kampanyası” (www.icanw.org) çerçevesinde milyonlarca barışsever insan, demokratik toplum kuruluşları, sendikalar, yerel yönetimler, nükleer silahlardan arındırılmış bölgeler oluşturulmasını istemekte ve nükleer silahların tamamen yasaklanmasını öngören “Nükleer Silahlar Sözleşmesi’nin Birleşmiş Milletlerin de desteğiyle bütün ülkelerce kabulünü talep etmektedirler.
Nükleer Tehlikeye Karşı Barış ve Çevre İçin Sağlıkçılar Derneği (NÜSED), dünyada 62 ülkede on binlerce hekim ve sağlık elemanı üyesi olan Nükleer Savaşın Önlenmesi İçin Hekimler Birliğinin Türkiye üyeliği olarak, bir yandan küresel nükleer silahsızlanma 70. Yıl çağrısına katılırken; özellikle ülkemizde ve bölgemizde barış, şiddetin önlenmesi, evrensel insan hakları, hukuk ve demokrasi kurallarının yaşama geçirilmesi, bireysel silahsızlanmanın sağlanması, toplumsal denetim ve kararlara katılım mekanizmalarının güçlendirilerek çevre ve diğer kaynakların korunması, emperyalist tertip, örgüt ve savaşların parçası olmayıp bunların önlenmesi politikalarının uygulanması konularında yöneticileri uyarırken, bütün toplum kesimlerini eşit ve özgür bir Türkiye için birlik, sorumluluk ve göreve çağırır.
NÜSED Yönetim Kurulu

4 Ağustos 2015 Salı


Akkuyu'da Çadır Kampı: 8 -16 Ağustos 2015


Mersin Tabip Odası ve yerel NÜSED üyelerimizin de yer aldığı Mersin Nükleer Karşıtı Platformu, 8-16 AĞUSTOS 2015 tarihlerinde Akkuyu'da Çadır Kampı düzenlemektedir. 9 Ağustos Pazar günü ise, Nagazaki'ye atom bombası atılmasının yıldönümünde, Akkuyu Nükleer Santralı şantiye kapısının önünde radyasyon kurbanları anılacaktır. Saat 16.00' da da Akkuyu şantiye kapısında bir basın açıklaması yapılacak.
Akkuyu kampına katılmak isteyenlerin önceden isimlerini ve hangi günler içinde katılacaklarını bildirmeleri gerekiyor. Güvenlik gerekçesi ile bilinen insanların aracılığı ve referansı isteniyor. 
Bölgede bulunan ya da yakın olan  ya da koşulları uygun olan NÜSED üyelerinin kampa ve etkinliklere katılabilmeleri için duyuruyoruz.
Katılmak isteyenler, e- posta ile başvuruda bulunabilirler.

e postalar :  ozenasut@gmail.com
                       fulugurhan@gmail.com

(4 Ağustos 2015 )

18 Şubat 2015 Çarşamba

Mersin Nükleer Santral Karşıtı Mitingi


15 Şubat 2015 günü Mersin'de nükleer santrala karşı yapılan miting yağmura ve yasa rağmen çok kalabalık ve inançlı bir kitlenin katılımı ile gerçekleşti. Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Dr.FiliZ Besim ve TTB Genel Sekreteri Prof Dr Özden Şener'in de katıldığı mitingde Nükleer Santralların sağlık üzerine yapacağı olumsuzlukların vurgusu yeterince yapılmış oldu.

17 Kasım 2014 Pazartesi




15 Kasım 2014 Akkuyu ve Silifke nükleer santrala karşı halk etkinlikleri...Mersin üyelerimize teşekkürler...